28 Ocak 2009 Çarşamba

İçerik


---------------------------------------------------------------------------------------
Örnegin İtalya'daki Apulia'da (Venusia)
Lydia, Silandos kenti
Phrygia, Eukarpeia
Part kralları
Pontos kralları (VI. Mithradates)
Byzantion (İstanbul)
Yunanistan Megara
Afrikadaki Mauretania kralları
Mısır'da Alexandria
Mezopotamya'da Karrhai
Makedonia'da Uranopolis
Kommagene
sikkelerinde hilal ve yıldız vardır. bu örnekleri cogaltmak mümkündür. her zaman bulabirsiniz. Hilal ve yıldız göksel, doga motifi oldugu icin her zaman her uygarlıkta vardır. Roma sikkesi baska seydir, Roma dönemi sehir sikkesi baska sey. bu ikisi ne yazık ki karıstırılıyor. Bazı sikkelerde ana motiftir, bazılarında sadece yan motif. en yogun kullanıldıgı dönem sanki Hellenistik ve Roma İmparatorluk dönemiymis gibi geliyor. fakat sadece roma sikkelerinde degil, kent-devleti ve hellenistik krallıkların sikkelerinde de vardır.
Kaynak : Isminin açıklanmasını istemeyen bir profösorümüz
---------------------------------------------------------------------------------------

hilal ay ve yıldız


batı kaynaklarının bir kısmı hilalin ilk olarak bizans kentinin bayrağında görüldüğünü, yıldızın ise hristiyan dininin kabulünün ardından meryem ana'ya ithafen konstantin tarafından şehrin bayrağına eklendiğini belitmektedir. fatih sultan mehmet'in istanbul'u fethinin ardından 1000 yılı aşkın süredir kullanılmakta olan bu bayrağı benimsediği; aynı motifin bu tarihten itibaren de islam dininin bir sembolü haline geldiği belirtilmektedir.

araştırmamızın ölçeğini biraz genişlettiğimizde, türkiye'deki dağlık arazilerden nil vadisine kadar pek çok yerde "ay tanrısı" tapınaklarının bulunduğu ve "ay tanrısına" tapınmanın bir zamanlar bugün orta doğu olarak tanımlanan bu yörede en yaygın din olduğunun kaynaklarda ifade edildiğini görüyoruz. ay tanrısı hilal formunda bir sembol ile temsil
edilmekteydi. bugün islam'ın baz aldığı ay ve yıl hesaplaması da bildiğimiz gibi ay'ın evrelerine dayanmaktadır.

bu bölgede yaşamış en önemli uygarlık sümerlerdir. ural-altay dillerinin sümer dili ile ilgisi bilimsel olarak saptanmış olup, türkçe ve macarca'nın sözcüklerinin benzeşmesinde %50'nin üzerinde bir orana rastlanmaktadır. örneğin sümer dilinde "dingir", türkçe'de "tengri" yani "tanrı"dır. kültürel benzeşmelerin de çokluğu sümerlerin orjininin de orta asya olup,
mezopotamya'ya sonradan göçler vasıtasıyla geldiklerini işaret etmektedir.

bu bakış açısı altında, hilal, yıldız motiflerini yoğun olarak kullanmış olan sümerlerin, bu sembolleri orta asya'daki köklerinden taşımış olması ihtimali kuvvetlidir. zira, sümerlerin dini inanışlarında, altay şamanizminin önemli etkisi göze çarpmaktadır.

ege adaları, batı anadolu ve trakya'da arkeolojik kazılarda ele geçen sikkelerde hilal ve yıldız motifinin sıklıkla kullanıldığıgörülmektedir. bu durum bölgede yaşayan halkların inanışlarında bu motiflerin yer ettiğini işaret etmektedir. milattan önce 1200 ve 100 yılları arasında orta asya türk dilini konuşan saka adı verilen halkın avrasya'da yaşadığı da
saptanmıştır.

birlikte kullanıldığı durumlarda hilal, ayı simgelerken, yıldızın güneş veya venüs'ü ifade ettiği belirtilmektedir. tarihi ve arkeolojik çalışmalar, hilal ve yıldız sembolünün kullanımını bir tarafta sümerlerin inanışları vasıtasıyla orta asya şamanizmine ve türklerin atalarına, diğer tarafta ise amerika yerlilerinin şamanizmine dayandırmaktadır.

bugün türk bayrağında yer alan hilal ve yıldız motiflerinin binlerce yıllık bir yolculukla bugüne kadar geldiğini ve orijininin türk'lerinde ataları olan kadim dönemlerde yaşamış uygarlıklara dayandığını görüyoruz. sonuç olarak, tüm dünyanın bugün islam dininin sembolleri olarak kabul ettiği hilal ve yıldızı; aslında biz türklerin islama bir sembol olarak kazandırdığını görüyoruz. bayrağımızın al renginin tanrısal kutsal bir renk; üzerindeki hilal ve yıldızın da binlerce yılın gizeminden gelen astrolojik objeler olduğu kesin. binlerce yıl bayrağında bu sembolleri taşımış böyle bir millete de elbette özgün bir görev verilmiş olmalıdır diye de düşünmemiz gerekir."

http://www.hikayeler.net/...r/turk-bayraginin-anlami/ 

http://tr.wikipedia.org/w...e_ilgili_s%C3%B6ylenceler

Alıntı : http://www.uludagsozluk.com/k/turk-bayragindaki-hilal

---------------------------------------------------------------------------------------

-------------------------------------------------------------------------------------------

Kirmizi zemin üzerine hilal ve yildiz bulunan bayrak, Osmanlilarda Ilk defa 1793'de devletin resmî bayragi olarak kabul edildi. Ancak bu bayraktaki yildiz, sekiz köseli idi. Bu bayrak Osmanli Devleti'nin resmi ve umumî sembolü olarak kullanildi Sultan birinci Abdülmecîd Han zamaninda 1842'de yildizin bes köseli olmasi kararlastirildi ve Osmanli bayraginin sekli kesinlesti. Bu devirde padisaha aid tugrali sancaktan baska hükümdarin gemileri ziyaretinde kullanilan, ortasinda günes ve dört kösesinde de sualar bulunan bir sancak daha vardi. Kapdan pasaya mahsus sancakta; bir hilal ile sekiz köseli yildiz mevcutlu. Osmanli hakimiyetinde bulunan, Tunus, Eflak, Bogdan beyleri île Sirp prensliginin özet bayraklarinda, Osmanli bayraginin kirmizi rengiyle birlikte mavi, beyaz, san gibi mahallî renkler de kullanilirdi. Tunus beyinin sancaginin, ortasinda kirmizi zemin üzerindeki bir beyaz daire içinde kirmizi hilal ve yildiz sekli mevcuddu. Sirp, Eflak ve Bogdan beylerbeyleriyle Sisam adasina aid hususî bayraklarin üst köselerinde, Osmanli hakimiyetinin sembolü olmak üzere, kirmizi zemin üzerinde beyaz üç yildiz bulunan sari Eflak bayragi Ile mavi Bogdan bayraginda, birincisinde çifte kartal, ikincisinde de bir öküz baci mevcuddu. 


Sultan Abdülazîz Han zamanindan baslayarak, padisahlara mahsus kirmizi renkli bayraklarin ortasindaki tugralarin beyaz renkte sekiz suali bir günes içinde alinmasi adet oldu. Sonradan bu bayragin rengi visne çürügü olarak degistirildi ve saltanat sancagi kabul edilen bu bayrak, saltanatin kaldinîmasina kadar devam etti.

Alıntı : http://wiki.hukuki.net/Bayrak

-------------------------------------------------------------------------------------------

-------------------------------------------------------------------------------------------

Türk Bayrağı'nda hilal ve yıldız

Alıntılar : http://sozluk.sourtimes.org (ekşi sözlük) "Türk bayrağı"

hala pagan dönemlerden kalma simgeleri taşıyan nadir ulusal bayraklardan biri. ay-yıldızın genelde islamiyet hesabı şeyler olduğu düşünülür oysaki islamiyet insan bitki hayvan gezegen vb kıyametle beraber yok olacağı düşünülen varlıkların resmesilmesini yasaklamıştır. bu yasağa uygun olarak bugün hiçbir koyu islami rejimle yönetilen veya etnik arap kökenli ülkelerin bayraklarında ay-yıldıza rastlanmaz (ki eski iran bayrağında; islam devrimi öncesi şahlık bayrağı yani; güneş olduğu halde devrim sonrası güneş kaldırılıp anlamını bilmediğim bir şekil eklenmiştir). aynı şekilde suudi arabistan, umman, katar vb bayraklarında da yukarıda bahsedilen tarzda çizimler yoktur (yıldıza sahip suriye ve ırak dışındaki, bu bayraklar sosyalizm tabanlı baas rejimlerinden kalma bayraklardır ve yeşil yıldızlar arap sosyalizmini simgeler başka bir şeyi değil). cezayir ve tunus'un olayıysa bu ülkelerin osmanlı etkisiyle ay-yıldızı islamiyet simgesi kabul edip bayraklarına koymalarından başka bir şey değildir (ki bu ülkeler sonradan hafif araplaşmış afrikalı sami uluslarının [berberi vb] ülkeleridir ve koyu islamiyet yoktur). ay-yıldızın islamiyet simgesi olarak kabul edilmesinin (ki bu davranış hatalıdır) temelinde ise zamanında osmanlı'nın en büyük ve bazen tek bağımsız islam ülkesi olması ve avrupalıların pek çoğunun islamiyet deyince aklına osmanlı gelmesidir.

---------------------------------------------------------

türk bayrağına efsanevi bir anlam katan bir diğer inanış ise şöyledir. osmanlılar'ın 1448'de, düşmanlarını ağır bir yenilgiye uğrattığı kosova savaşından sonraki gece; savaş alanında oluşmuş kan gölünün üzerinde gökyüzünden yansıyan hilal ve yıldız yanyana görünmüştür. böylece sultan ii. murad bu simgeyi devlet bayrakları arasında kullanmaya başlamıştır. 

bir başka efsaneye göre ise; osmanlı devleti'nin kurucusu osman gazi, rüyasında göğsünde bir hilal ile yıldızın belirdiğini görmüş ve göğsünün büyümeye başladığını görmüştür. bu rüyayı devletinin cihana hükmedecek kadar büyüyeceğine bağlamış ve bayraklarında kullanmaya başlamıştır. 

efsane çok, gerçek tektir ki şanlı bayrağımız hala ülkemizde dalgalanmaktadır.

------------------------------------------------------------------------------------

türk bayrağının anlamı:

al rengin anlam ve önemi

türk mitolojisinde, türklerin renklerle ilgisi önemli bir yer tutar; mavi (gök mazisi, türkuaz), beyaz/ak ve al/kızıl renkleri başta gelir. al renk kırmızıdan farklıdır, kutsal, tanrısal renktir. kırmızı renk adı türkçe'de 12. asırdan önce pek görülmemektedir. kırmızı, türkçe'ye sonradan, sogdca'dan veya farsça'dan geçmiştir. 

oğuz/türkmen boylarının çok eskiden beri al renkli börkler giydiği bilinmektedir. börklerin bütününde al ya da bir diğer deyişle kızıl renk görülmekle beraber, başka renklere de tesadüf ediliyor ki, esas olan gelenek, bütün börklerde, tepe kısmının yani tanrıya yüz tutan kısmın, tanrısal renk saydıkları al renkten olmasıdır. bu tarz bugün efelerin, zeybeklerin, seymenlerin v.s. folklorik başlıklarında da muhafaza edilmektedir. 

al renk adı kutsallık içerdiği içindir ki, türkler, "kırmızı bayrak" değil "al bayrak," "kırmızı kan" değil "al kan," demişlerdir. yermek, aşağılamak anlamında "karalamak" derken, yüceltmek, övmek, kutsamak karşılığı da, "allamak" sözünü kullanırlar. bugün dilimizde kullandığımız "allamak pullamak" sözü de aynı maksatla kullanılır. 

türkler, al yahut kızıl rengi, tanrısal renk, kutsal renk kabul ettikleri için, eski türk inancına göre, tek tanrı veya gök tanrı'nın gökte olduğunun tasavvuru ile başlarına giydikleri börkün, tanrıya karşı olan, yani tepe kısmında genellikle kızıl yahut al renk kullanmışlardır. bir başka söyleyişle, başlıklarında, tanrısal kutsallık verdikleri kızıl rengi kullanarak tanrıya tazimlerini bildirmiş oluyorlardı. 

kızıl yahut al renk, güneşin doğmak üzere iken (şafak vakti) ve yine battıktan hemen sonra gökyüzüne yansıttığı kırmızımsı renktir. türkler eskiden, genellikle, şafak sökerken, ve akşam vakitlerinde, gökteki, "göyün kızıllığı" dedikleri bu görüntü anında dua ederlerdi. türkler bu şekilde dua ile, sabah vakti onu karşılıyor, akşam vakti de onu yine dua ile uğurluyorlardı. 

kırmızı (al/kızıl), mitolojik türk kosmik anlayışında da, göğün zirvesini ve ateşi ifade eder. "al", türk lehçelerinde "yüksek", "yüce" ve "kudret" anlamlarına da gelir. altay dağının adı aynı maksatla söylenmiş olup, al=yüce-yüksek, tay=tağ/dağ demek olup al-tay=yüce-ulu dağ, yüksek dağ anlamındadır. "al" terkibindeki ilahi anlamlarla kutsiyet kazandırılmış olan altay dağı, şamanlarda, bir ruh ve tanrısal bir kutsiyetle yadedilir. ayin ve dualarında da kutsal altay dağına hitap edilir. 

halûk tarcan, eski türk dili ve mitolojisini incelediği kitabında konu ile ilgili ilginç görüşler ileri sürüyor: "... güneş, gökteki ateş gibi, korkunç bir kudret ve enerjidir. değdiği, kendisine verilen, yani al/dığı her şeyi yakar, kendi gibi alev, ateş haline getirir. rengi al/dır, kutsal olduğu için, rengini ifade eden al kelimesi de kutsal anl***** gelir. (prof. dr. a. inan) (al/ip gökyüzüne, tanrı'ya götürdüğü için kutsal demektir. al-apa, al/an=ilah, alıp tanrı'ya eriştiren "ilah" demektir ki, alap, sonunda alp şekline girmiştir.(125) alp dağlarına bu adı verenler, kamunlar adını taşıyan, italyan alplerine yerleşmiş olan ön-türklerdir." 

eski şamani inançlara göre ateş, kötü ruhları kovar, insanın kötü ruhlardan temizler. abdulkadir inan'ın nakline göre, vi. yüzyılda göktürk kağanına, elçi olarak gelen bizans elçileri iki ateş arasından geçirilerek, onlarla beraber gelmesi muhtemel olan kötü ruhların kovulması sağlanıyordu. bu adet moğol saraylarında da var. başkurt ve kazak türkleri, yağlı bir paçavrayı ateşleyip hastanın etrafında, "alaslama" dedikleri, "alas, alas" diye dolaştırarak, hastaya musallat olmuş kötü ruhları kovmuş oluyorlardı. buna 
anadolu'da "alazlama" denilmektedir. 

kızıl sözü, renk anl*****n yanında, aynı mitolojik anlayıştan kaynaklanarak, bildiğimiz altın anlamında da kullanılır. azerbaycan ve türkistan lehçelerinde, altına "kızıl" derler, sözü kullanılır. çok eski devirlerde para yerine değer olarak kürk kullanırlardı. türkler kürke "ten/tın/tın" derlerdi. en değerli kürkler de güneş kızıllığının (al) renginde olanlardı. güneş kızıllığı renginde olan en değerli kürkler için de yine güneşin rengi olan "al" sözü ilaveli "al-tın" al kürk, kızıl kürk diyorlardı ki kıymetin değer birimi idi. bugün, kıymet değeri olarak kullandığımız madene verilen altın (al-tın) adının anl***** kaynağı, anılan eski türk anlayış ve kavrayışına dayanır. türkistan türklerinde, küçük bir gümüş sikke olup, genellikle sikkeye denilen, asrımızın ilk çeyreğine kadar türkistan'da 
para birimi olarak kullanılan "tenge" sözü de aynı (al-kürk) "ten/tın" kökenlidir. bugünkü kazakistan cumhuriyeti'nin resmi para biriminin adı da, anılan kürk adından türemiş "tenge"dir. rusça'da para karşılığı olarak kullanılan "dengi" sözü de, türkçe'den rusça'ya geçmiş olan "tenge"nin rusça söylenişidir. 

türkler için tarihsel ve mitolojik büyük önem taşıyan al rengin, türk bayrağının da temel rengi olması hiç de şaşırtıcı değildir.
-----------------------------------

28 temmuz 1389 kosova savaşı zaferinden sonra meydana gelen kan gölünün üzerine yansıyan hilal ve yıldızın temsil edilmesiyle ilk olarak ortaya çıkmış; al rengin zaten osmanlı beyliğinin ve selçukluluların sembol rengi olması ve de osman bey 'in rüyasında gördüğü göğüsünde büyüyen ay yildiz ı temsil etmesi bakımından devlet sancağı olarak kabul edilmiş bayraktır.
en anlamlı bayraktır.
en şanlı bayraktır.

neyazıkki hala uğruna kan dökülmekte olan bayraktır.

evet türkiye cumhuriyeti bayrağıdır. ama adı turk bayragidır.
hiçkimsenin ne bu adı değiştirmeye ne de o bayrağı dalgalandığı yerden indirmeye gücü yetmeyecektir.

gerekirse türk bayrağı bizim kanlarımızla beslenmeye devam edecektir.

feda olsun
helal olsun !!!
----------------

türk bayrağının rengi, ve üzerindeki ay-yıldız'ın neyi simgelediğine dair en güzel rivayetlerden biri sunay akın'a aittir.
kırmızı renk türk ulusunun içindeki özgürlük ateşini simgelemektedir.
hilal, bildiğimiz gibi halkın genel olarak tabi olduğu islamı simgelemektedir. 
beş köşeli yıldızın nereden geldiği ise muamma olarak kalmış, 8 köşeli oğuz yıldızından neden vazgeçildiği anlaşılamamış. beş köşeli yıldızı ilk olarak gavur padişah ll. mahmud'un kullandığı görülmüş. yine sunay akın'ın anlattığına göre kendisinin yaptığı araştırmaların sonunda dünyada ve tarihte beş köşeli yıldızın en çok "insan"ı simgelemek için kullanıldığı ortaya çıkmış. (da vinci'nin insan çizimini hatırlayın) bu sonuç arayışına son vermiş.

-------------------------------------------------------------------------------------------


-------------------------------------------------------------------------------------------

  Bilindiği gibi, müslüman milletlerin bayraklarında genellikle hilal görülmektedir. Ancak hilalin sembolik değeri nerden gelmektedir. Dolunay ayın 14. gecesinde haliyle daha parlak olduğu halde niçin ayın en az ışık verdiği yay şeklindeki zayıf şekli sembol seçilmiştir?
  "Hilal", eğer haçta olduğu gibi doğrudan doğruya şekilden alınan bir sembol olsaydı, ayın ondördüncü gecesindeki en parlak haliyle dolunay şeklini sembol olarak kullanmak daha uygun olurdu. Oysa "Hilal" şekli dolayısıyla değil ismi dolayısıyla sembol olmuştur.
  Bu anlamı da "Allah" isminden almıştır.
   
  Arapçada "Allah" yazarken ve "Hilal" yazarken kullanılan harfler aynıdır. Bu harflerin de değeri yine ebced hesabıyla aynıdır. Bunlarda altmışaltı(66)'dır. Madem ki, her iki kelimeyi meydana getiren harflerde değişiklik yoktur, öyleyse bu iki kelimeyi bilhassa sembolik olarak birbirinin yerine kullanmak mümkündür. 

  Yıldız
  Hilalin kucağındaki yıldız, hilalde olduğunun aksine doğrudan doğruya şeklinden alınmıştır. Ancak bu şekil yine arapça "Muahmmed" yazısının şeklidir. Peygamber efendimizin ismi yazıldığı zaman birinci "mim"in başı, "ha" harfinin dirseği, ikinci "mim"in kıvrımı ve "dal" harfinin alt üstkanadı beş tane çıkıntı meydana getirir ve tam bir yıldız şeklini alır. Zaten İslam'ın şartları da beş tanedir.
 
  "Yıldız" hakkında farklı bir yorum da şudur;

  "Yıldız simgesi insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanoğlu kozmik sırlara erişemedikçe onlara kendince manalar yüklemiştir. “ Mu” ya “Atlantis”e dayandırılan veya eski Mısır uygarlığına uzanan sekiz köşeli yıldızı Selçuklu mimarisinde de görebiliyoruz. Beş köşeli yıldızın da ateş su toprak ve havadan oluşan insanı simgelediği veya insandaki beş duyuyu temsil ettiği söylenedurur.
Bazı uygarlıklarda da beş köşeli yıldız bütün varlıklardaki dişiyi temsil ediyormuş. İslam’a göre beş sayısı Zuhal( Satürn) gezegenini temsil ediyormuş.
Birçok uygarlıkta da yıldız simgesi köşe sayıları fark etmeksizin “adalet”i temsil ediyor. Demek ki yıldız simgesini kullanan uygarlıklar bunlara çeşitli manalar yüklemişlerdir. Buraya kadar tamam; ama Türk bayrağındaki yıldızın anlamı başkadır.
Türk edebiyatında “yıldız”; gelecek, üstün başarı, isim yapma, talih şans
erişilmez olma… anlamlarında kullanılır. Türk Bayrağındaki yıldız da Türk milletinin parlak geleceğinin simgesidir. Türk milletinin talihi bir yıldız gibi parlayacaktır, bu yıldız hiçbir zaman yok olmayacaktır.Türk milletinin üstün başarıları vardır ve bu başarılar hep sürecektir anlamları vardır.

Alıntı : http://www.sancakdergisi.com/forum/index.php?topic=22.0

-------------------------------------------------------------------------------------------

-------------------------------------------------------------------------------------------

Bir söylenceye göre, 1. Kosova Savaşı sonrasında savaşta ölen Türk askerlerin kanının bir göl gibi toplanması sonucunda, Ay ve Yıldız'ın bu göl üzerinde yansıması ile oluştuğu kabul edilmektedir. Yapılan tüm varsayımlar arasında, 1. Kosova Savaşı'nın sebep olması en büyük ihtimallerden biridir.Çünkü bu savaşın akşamında gökyüzünde Jüpiter ve Ay yan yana nadir anlarından birini yaşamıştır. 
1. Kosova Savaşı tarihi (28 Temmuz 1389), ve Kosova koordinatlarında (Lat: 43.41 , Long: 25.65) gökyüzündeki gezegenlerin konumu incelendiğinde Ay ve Yıldız'ın aslında Ay ve Jüpiter olabileceği ortaya çıkar. 

Eğer ki bu yansımayı, olası bir kan gölü üzerinde düşünürsek de; bize Türk Bayrağı'nın şu anki hali gözükür. Bunun için o tarihte ve koordinatta gece yarısı saatlerindeki gökyüzü görüntüsünü, ayı arkanıza alarak kan çukuru üzerindeki yansımayı izlemek isterseniz karşımıza aşağıdaki resimdeki gibi bir görüntü çıkar, ve Türk Bayrağı ile arasında müthiş bir benzerlik vardır.

-----------------------------------------------------------------------------------------

Bu söylevlerin hemen hemen hepsi yersiz, gerçeği yansıtmayan söylevlerdir keza Hilal ve Yıldız figürlerini bugünkü şekliyle ilkkez kullanan medeniyet Sümerler olmuştur. Hükümdarın tacında yukarıya bakan hilal-yıldız simgesi bulunmaktadır. O zamanlar ne Türklük kavramı vardı nede Islam dini.  

Hilal ve Yıldız simgelerini Islam dinine kazandıranlar Türklerdir.

-----------------------------------------------------------------------------------------

Arkadaşlar, biraz mantıklı olun lütfen. 
Tamam, vatanseverlik ve milliyetçilik güzel şeyler ama duygusallıkla bilim olmaz. 

Ben diyorumki, Ay-Yıldız figürünü kullanan ilk toplum sümerlerdir ve Türklere buradan geçmiştir. Hatta Türklerin anadoluya yerleşmesinden çok önce Ege bölgesindeki kavimlerde ay-yıldız figürleri kullanılmıştır. 

Türkler bu figürü kendilerine temsil unsuru yaptıktan sonra dünya Hilal figürünü müslümanlığın simgesi olarak tanımıştır. Bugün dünyada Islamiyetin simgesi HİLAL'dir ve buda Türkler sayesinde olmuştur.

Alıntı : http://forum.donanimhaber.com/m_20588907/tm.htm
----------------------------------------------------------------------------------------


Antik Side Tiyatrosu 



Antalya Arkeoloji Müzesi bahçesinden